10 Kasım…

Kasım 10, 2021 0 Yorum Analizler , Türkistan , Türkiye 414 Görüntülenme
10 Kasım…

Türk Ulusu bitmeyecek bir aşkla bağlı olduğu Ulu Önder’i 83 sene önce bugün kaybetti.

Her 10 Kasım’da saat 09.00’a doğru kalbim çarpmaya gözlerim dolmaya başlar. Bir vazife almış gibi, bir emir gibi kendime çeki düzen verir, tarihi geri sararım.

Artık tarihler, işgal günlerine döner. İtilaf devletlerine mensup yabancı askerler devlet kurumlarını işgal etmekte, Meclis-i Mebussan üyeleri tutuklanarak sürgüne gönderilmekte, sokaklarda yabancı ülke askerleri geçitler yapmaktadır. İzmir’e Yunan ordusu çıkmış. Antep, Maraş, Urfa işgallere karşı direnmektedir. Bursa’da ata mezarları kurşunlanmaktadır. Memleketin bir ucunda “Megali İdea” hayalleriyle başı dönmüş kişilerin zalimlikleri, diğer bir ucunda “Büyük Ermenistan”ı kurmak, bir “Pontus Devleti” meydana getirmek için harekete geçmiş azınlıkların faaliyetleri vardır.

Ardından bir kürsü gelir aklıma, Meclis kürsüsü, üzerinde siyah matem örtüsü ve içinde yok olmaya mahkûm edilmiş bir milletin temsilcileri…

Meclis sıralarında dolanır gözlerim bir umut arar, Mustafa Kemal’i arar. Çanakkale’deki Anafartalar kahramanını, Suriye’de orduyu kurtaran komutanı, Samsun’a çıkıp, Amasya’da Anadolu İhtilalini başlatan lideri.

Onu gördüğümde zaman daralır.

Bir destan okunmaya başlanır. Sakarya ufkundan, Kocatepe zirvesinden…

İzmir Kordon’u düşünürüm…Bayraklarla donanmış.

Mudanya’da İtilaf Devletlerinin Generalleri gelir aklıma. Daha dün Sevr derken nasılda şimdi ateşkes arzuluyorlar.

Bir tebessüm etme arzusu… İstanbul şen şakrak, Kemal’in askerleri geliyor…

Lozan’da İsmet İnönü, Sultanahmet meydanında Halide Edip Adıvar, Çankaya’da Falih Rıfkı Atay, Harbiye’de Ali Fuat, hüzünlü gözlerle eli silahında Salih Bozok, düşman subayının sigara tabakası elinde Cevat Abbas Güler, Çanakkale’de 19’uncu Tümen, Suriye’de 7’inci Ordu, Milli Mücadele’de bütün bir millet.

Ankara da bir başka, Ankara’da bir şeyler değişmiş.

Fabrikalarda, üniversitelerde, sosyal hayatta, kurumlarda Türk Devrimi başlamış.

Muasır bir medeniyet için her şey hazır.

Dolmabahçe’de bir siren sesi, acı bir tonda…O ses uyandırır beni.

Saatime bakarım, dokuzu beş geçmiş…

 

 

Gökhan Balkanlı

 

Yazar Hakkında

İlginizi Çekebilir

0 Yorum

Henüz yorum yok.

Henüz yorum yapılmamış. Yorum Yap!