Batı Trakya’da Türkçe’nin Son Durumu: Eğitim, Basın-Yayın, Edebiyat

Mayıs 1, 2018 0 Yorum Analizler , Balkanlar 996 Görüntülenme
Batı Trakya’da Türkçe’nin Son Durumu:  Eğitim, Basın-Yayın, Edebiyat

Bugün Batı Trakya Türkleri’nin kimlik ve kültürel bağlam kodlarının yansıtıcısı Türk dilidir. Tarihsel süreklilik açısından ise dili, zihin kalıplarının taşıyıcısı rolünde bir Türk edebiyatı varlığından söz ediyorsak, bunda hiç şüphesiz Batı Trakya Türkleri’nin çıkardığı dergi ve gazetelerin, kısaca basın ve yayın organlarının biteviye mücadeleci tavrının bariz etkisi bulunuyor.

Batı Trakya Türkleri çoğu zaman basın ve yayını bir ses verme biçimi, bir varlık gösterimi olarak kullanmışlarsa da, yerine göre toplumsal hafızayı oluşturan, nesilden nesile aktarılan bilinç düzeyinin formel araçları olarak görmüş ve sahiplenmiştir.

“Batı Trakya; 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması Siyasî Ahkâm’ının I. kısmının III. faslını oluşturan “Azınlıkların Korunması” başlıklı 37-45. maddelerinde Türk Azınlığın statüsü, hakları ve salâhiyetleri teferruatıyla zikredilmiştir. Bu cümleden olarak da kendi ana lisanlarını kullanabilecekleri de sarahaten belirtilmiştir.”

Batı Trakya’daki Türkçe Basın

Batı Trakya’daki Türkçe Basın, Lozan Antlaşması’ndan sonra iki farklı yol izlemiştir. Bunlardan bir kısmı, 1928’de Türkiye’de gerçekleştirilen Harf İnkılâbı’nın izinden giderek, gazete ve dergilerini Latin harfleriyle yayınlamışlardır. Diğer bir kısmı ise 1970 yılına kadar eski harfleri kullanmaya devam etmişlerdir.

Günümüzde ise Batı Trakya’da bütün süreli yayınlar Latin harfleri ile çıkmaktadır. Bunun sebebi “Batı Trakya’da bu inkılâbın bazı bölgelerde kabul görmesi ve diğer bazı bölgeler ve çevrelerde kabul görmemesi neticesinde 1970’li yılların ortalarına kadar hem Arap harfleriyle ve hem de Latin harfleriyle ile Türkçe yayının bulunması. İkinci önemli özellik ise mevcut yayın organların hemen hemen tamamının bölgedeki belirli bir fikrin savunuculuğunu yapmış olmasıdır.”

Batı Trakya Türkleri’ne ait yayınların hangi zaman diliminde, ne tür şartlarda ve hangi zorlukların üstesinden gelerek yayınlandıkları, görünenin ötesinde ne tür katkı sağladıkları dikkatlere sunulmaktadır. Batı Trakya Türkleri’ne dair olumsuzlamalara, tarihsel inkâra, bununla beraber çıkartılmak istenen kimlik kargaşasına rağmen Türkçe yayınların ısrarla ayakta kalma uğraşları, hak vermek gerekir ki aynı zamanda harikulade bir cevap niteliği taşımaktadır.

Gazete ve Dergiler Toplumsal ve Siyasal Nabzı Yönlendiriyor

Gazete ve dergiler toplumsal ve siyasal nabzı yönlendirme açısından, Batı Trakya toplumu tarafından yakından takip edilen sahih başvuru kaynakları olarak karşımıza çıkmaktadır. Belirli dönem sonrası için bunlara radyolar eklenmiş, ziraatla iştigal eden bir toplumun tercih noktasında hem gür sesi, hem de siyasal gündem, gelişme ve haberlere kulak verdiği muteber araçları olmuştur. Bugüne bugün hâlâ genel seçim gibi önemli zamanlarda radyolar, gazeteler, bültenler Batı Trakya Türk toplumun kendi adaylarını lanse etmesi bakımından geçerliliğini sürdürmektedir.

Cumhuriyetle birlikte Türkiye’de yapılan inkılâplar, dilde ve sosyal alandaki değişimler Batı Trakya’yı da etkilemiştir. Bu sebeple aktüel ve siyasî başlık altında olan yayınlar genellikle siyasî bir kaygı ve görüş etrafında çıkmıştır. Hatta bu bakımdan en yoğun yayın döneminin 1923 ila 1943 yılları arasında olduğunu söylemek mümkündür.

Batı Trakya’nın Günlük Gazetesi Yok

Batı Trakya bugün günlük çıkan bir gazeteden yoksundur. Uzun soluklu olarak haftalık Gündem, Millet ve Cumhuriyet gazeteleri yayın hayatına devam etmektedir.

Dergi kapsamında mesleki ve aktüel haberlerin toplandığı, zaman zaman kültürel yazılara yer veren Rodop Rüzgârı ve Öğretmenin Sesi dergileri yer almaktadır. Son dönemde ise iki aylık düşünce ve edebiyat ağırlıklı yazılarıyla, farklı tasarım ve görselliğe sahip olan Fiyaka dergisi Batı Trakya toplumuna yeni bir soluk katmış, dil, edebiyat, düşünce ve deneme türlerinde birçok hevesli gence kendi bünyesinde yer vermiştir.

Batı Trakya’da Türk Edebiyatı

Şiir konusunda Hüseyin Mazlum: Âşıkların Şahı Benim, Bir Esmere Gönül Verdim, Adres, Biraz Su, Bu Güzelin Uğruna Kardeş Kardeşi Vurmalı,  Az Önce Geldim, Alirıza Saraçoğlu: Ey YağızToprak (1989),Yarınlar Sizin Olacak(1989), Bir Allahım(1990), Bir Trakya Türkleri’nden Atatürk’e-Işık Atatürk (1991) Rodop Yıldızı(1992); Hüseyin Alibabaoğlu:   Tohum (1992) Salahattin Galip: Martı Kanadından Damlalar(1998), Funda Sadık Ahmet: Kardan Kız (2004); Mustafa Tahsinoğlu: Şiir: Batı Trakya Türk Azınlığında kitaplarıyla gün yüzüne çıkarken son dönem ilk kitaplar diyebileceğimiz Sibel Gülistan’ın Adressiz Mektuplar(2013) Nermin Sütçü’nün Benim Adım Aşk(2015), İskeçeli genç öğrenci olan Ramadan Hacı Ahmet’in Düşkıran (2017) isimli kitapları tanıtılmıştır.

Cemil Kabza, Batı Trakya’daki Türkçe Basın, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü, Yüksek Lisans Tezi, 1995.

Rahmi Ali “Batı Trakya’da Türk Edebiyatına Gönül Verenler isimli antolojik incelemesi, Bakeş yayınlarınca basılan “Fil ile Karınca” masal kitabı ve “Ebcedli Yıllardan Günümüze Batı Trakya Türklerinde Eğitim” kitaplarıyla dikkatleri çekmiştir.

Yine inceleme-araştırma alanında Yrd. Doç. Dr. Muharrem Özden’in hazırladığı “Batı Trakya-Gümülcine Ağız İncelemeleri” ve Asım Çavuşoğlu’nun “Batı Trakya’da Medreselerin Dünü-Bugünü”  kitapları yine Bakeş tarafından basılmıştır.

1970’li yıllarda Mehmet Arif (Kemal Şevket Batıbey)’e ait olan “Üzeyir Ağa” romanı, Tevfik Hüseyinoğlu’nun “Meslek Borcu”(2000) romanından bu yana ilk romanı 2012 yılında yayımlanan Vildan Serdar, “Aşk ve Göç” adında ikinci romanıyla bizleri selamlamıştır.

Nihayetinde günümüzde Türk Dünyası edebiyatında kendisinden söz ettiren bir Batı Trakya edebiyatı ve varlığından bahsetmemizin büyük ölçekteki dayanağı, bu kültürel havzayı gün yüzüne çıkaran basın-yayınlar vasıtasıyla gerçekleşmiştir.

Batı Trakya Türk Edebiyatı, gerek Rumeli coğrafyasının akraba kültürlerinden gerek anavatan Türkiye ile içinde bulunduğu sıkı ilişkilerden ve gerekse de Osmanlı döneminin kültür mirasından soyutlanarak incelenemez.

Her edebiyat gibi Batı Trakya Türk edebiyatı da bu yoğun ilişkilerin ve kendi dinamiklerinin etkisinde toplumunun duyuş, düşünüş ve heyecanının açık ifadesidir.

Son dönem siyasî ve ekonomik çıkmaz söyleminin, ideolojik kamplaşmanın soğuk yüzünden ziyade, sade bir Türkçe’yle ayakta kalan, Türk diliyle tutunan Batı Trakya Türklerinin kültürel kodlarını barındıran bu hafıza, hiç şüphesiz kendi gücünü yine aidiyet köklerinden alarak filizlenip yeşermeye devam ediyor.

 

Yazar Hakkında

İlginizi Çekebilir

0 Yorum

Henüz yorum yok.

Henüz yorum yapılmamış. Yorum Yap!