Bazı sorunlar atalarımızdan kalan miras

Ocak 26, 2019 0 Yorum Analizler , Dünya 861 Görüntülenme
Bazı sorunlar atalarımızdan kalan miras

İnsanı, doğadaki  diğer varlıklarla kıyasladığımızda çıplak haldeki insanın  doğada yaşımını sürdürmek açısından tamamen donanımsız olduğu görülmektedir. Çünkü insanın ne soğuktan koruyacak kürkü, ne avlaya bileceği pençeleri, ne hızlı koşabileceği ince uzun bacakları vs. vardır.

İnsanın, en büyük farkı onun eksikliğidir. İnsan, bu eksikliklerin içerinde birde diğer canlılarda farklı olarak oldukca gelişmiş bilince sahiptir. Bu bilinç, insanı sürekli  değişmeye mecbur etmekte.

İnsan, 200-300 bin yılda şekillenmiş özelliğini son 2-3 bin yılda çok fazla değiştiremez. Bundan dolayı, insanın var oluş sürecine tarihsel yönden bakıldığında yapılan her mimari, sanatsal eserlerde, keşfedilmiş icatlarda ve yapılan tüm bilimsel çalışmalarda insanın “sınırları aşarak tatmin olmak” güdüsünün olduğu gözükme. Bu güdü insanı,  son iki bin yıldan beri etrafını keskin bir şekilde değiştirmeyi teşvik ediyor.

Miras dağılımı

Her yeni yüz yılda doğan nesil, atalarından ona kalan sorunlar ve çözümlerin mirascısıdır. Bizim coğrafyamızda 1200-1500 yıllarda doğan nesiller çözümün (bilimin, gıda zenginliğinin, sağlam ruhun, saf değerlerin, güçlü devletin) mirascılarıydılar.

Yukarıda dediğim gibi insan 200-300 bin yılda kazandıklarını 2-3 bin yılda değiştiremez ve bu yüzden, insan tembellik güdüsünü de devam ettirdi. Komfor alanını terk etmeyen bir nesil sonrakı yüz yıla sorunları miras olarak bıraktı.

Biz doğarken kaybettik!

Biz de 21. yüzyılda sorunları, atalarımızdan miras alan nesil olarak büyük bir sorumluluğu taşımaktayız. Bu sorumluluğun yüksek olmasına sebep aynı asırda yaşadığımız diğer  milletlerin bu konuyu bizden daha önce ele almalarıdır.

Her birimizin bünyesindeki tembellik güdüsü, kavmiliyetçiliğe, inanç savaşına, tanrıcılığa, ucuz eleştirilere, ayrımcılığa, hoşgörüsüzlüğe, ırkçılığa ve en önemlisi bilinçli gelişmeye karşıt eylemleriyle sınırlarmızı aşmamıza engel teşgil ediyor. Bize miras kalan sermayesi sömürülen hayat, bastırılan özgüven, yakılan medeniyet, cehalet ve korkaklıktır.

Gelecek nesillerin gözünde iki seçenekten birini seçmiş atalardan biri olacağız. Ya bize dayatılan sistemde tembel kalacağız ya da sınırlarımızı tekrar aşarak parlak geleceği miras bırakacağız.

Eğitimde, ticarette, iletişimde, kültürde, bilimde eksik kalmamız bizi doğmadan kaybetmeye mahkum etmekte.

Günümüz nesillerine düşen en büyük sorumluluk, gelecek nesilin bizim gibi hayata eksilerden başlamasını engellemektir. Bunu değiştirmenin ve aradaki açığı kapatmanın tek yolu, bu sorunu kabullenip, bireysel sorumluluğu hissederek çok çalışmaktır. Doğarken eksilerde, boynumuzda borçlarla ölü doğduk, ama mücadele etme ve son damla kanımız kalana kadar savaşmakta bize tarihimizin bıraktığı miras olduğunu unutmamak gerek.

Yazar Hakkında

İlginizi Çekebilir

0 Yorum

Henüz yorum yok.

Henüz yorum yapılmamış. Yorum Yap!