BİR YALNIZ KURT HİKÂYESİ-Yavru Kurt

Mart 19, 2020 0 Yorum Analizler , Balkanlar 659 Görüntülenme
BİR YALNIZ KURT HİKÂYESİ-Yavru Kurt

Aktaş Dağı (Yörüklük Dağları) zirvesinden İştip ve Radoviş belediye sınırları geçer. Aktaş’ın güney batıya dönük yüzü Vardar Irmağı ve Vardar Ovasına bakar. Sırtını Koçana’ya dayar. Saçlarını ortadan ayıran bu güzel kızın sağ tarafından aşağıya Muratlı (Muratlija), Yukarı Pırnalı (Prnalija), Yunuslu (Junuslija), Kepekçeli (Kepekchelija), Kılavuzlu (Kalavuzlija), Kozyak (Kozjak), Radanya (Radanja)köyleri Aktaşın saçlarında İştip’in Karbinci Belediyesine bağlı mavi boncuklardır.  Sol tarafında Topolnica (Topolnitsa), Alikoç (Ali Koch), Koçali (Kodzhalija), Süpürge (Supurge), Aşağı Pırnalı (Prnalija) köyleri ise Radoviş’e bağlı Aktaş’ın saçlarında nazar boncuklarıdır.

Kuzey Makedonya’da Türkçe bilmeniz yolunuzu bulmanıza yeterlidir. Bazı yerlerde Türkçe bilmeniz şarttır. İşte o yerlerden biridir bu Yörük köyleri. Balkan coğrafyasını görmek için denize atlayan yüzme bilmeyen kişi gibi olacaksın. Aksi takdirde öğreticinin öğrettiği kadar Balkanları bilirsin.

Ah bu hastalığımız. Bölünürken bile büyüyeceğiz diye bölünürüz. Türkün olduğu her yerde bu hastalık var da Balkan’da daha fazla. Bir yere gideceksen ve birine sorarsan kim var orada diye, karşındaki cevabı orada “bizim adam” vardır. Yirmi yıl önce bunların hepsi “adam”dı şimdi “bizim adam” olmuşlar. Onun için yalnız olacaksın yolculukta. Yalnız ve temiz. Türklüğün kaynağına ulaşacaksın. Görüştürülmek istenenlere değil görüşmek istediklerine ulaşmak ve bir vuslat yaşamak istersen bunu böyle yapacaksın.

Aktaş kurt yuvasıdır. Yalnız Kurtlar yuvası. Koca kurdu orda, yavrukurdu orada.

Üsküp’ten İştip istikametine giderken, İştip’e varmadan beş kilometre kala Karpinci’ye yol ayrılır. O yolu takip ederek Yörüklerin yoğun olduğu köylere ulaşırsınız. Karbinci Belediye merkezi. Türkçe anlayan ama konuşamayanların son noktasıdır.

Belediye binası önünde çocuklar. Derslerine yemek arası vermişler. Yedikleri yemek okul yemeği. Parayla satılmıyor. Üçer beşer ağaç aralarında atıştırıyorlar. Merhaba deyip yaklaşıyoruz. Ağzında ısırmakta olduğu lokmayı son bir güçle koparırken oğlancık kafa sallıyor. Mavi çakır gözlü. Temiz kıyafetli. “Bize yok mu yediğinizden” sorusuna ekmeğin yarısını bölerek uzatıyor. Kurban olduğum yavrum. Teşekkürler ediyoruz sonra sohbet başlıyor. Karpinci’ye köylerden taşımalı eğitimle çocuklar toplanıyormuş. Eğitim Makedonca. Türk’ten başka kimsenin olmadığı, yasal olarak Türkçe eğitim haklarının bulunduğu biliniyor. Ama Pırnalı gibi tamamı Yörük olan yerde bile veliler gönüllü olarak “çocuklarımız Makedonca okusun” diye dilekçeler toplamış! Birinci sınıftan Makedonca okuyorlar.

Cami minaresinde şanlı Türk Bayrağı asılı sınıflarında Türkçe yok. Okulu da Türkiye yapmış. Eski Bükreş Büyükelçisi ve “eski Türkocağı” başkanı Hamdullah Suphi’nin Gagauzlar için yaptıklarını hatırlıyor ve rahmetle anıyoruz. İlgilisine söyleyelim. Elma, armut toplamaktan daha zordur bir kâğıda imza atmak. Kolay değil. Buralarda imza adamı ipe de götürür dibe de. Diğer köylerdeki çocuklar ise beşinci sınıfta kadar Türkçe eğitim alıyorlar.

Türkiye’yi gördün mü diye soruyoruz yavrukurda. Evet diyor. Ablam orada Tekirdağ’da gelin. Öyle mi diyoruz. Evet. Buralarda kız çocuğu için kesin çözüm öteye yollamak. Türkiye’ye gelin etmek. Onu öğreniyoruz. Duvar üzerinde bir yaratığa rastlıyoruz. Bu ne ki diyoruz. “Tırtıııl” diyor. Cevabı yeme bizi abi biliyorsun da bizi yokluyorsun cinsinden.

Bir önceki dönem Karbinci Belediyesi Bağımsız Türk Meclis üyesi İbrahimsoylu büyük mücadele vermiş eğitim dilinin Türkçe olması için. 2002 Nüfus sayımlarında dahi %18 gözüken Türklerin şimdi bu oranın çok çok üstünde bir nüfusa sahip olduğu düşünülüyor. Yalnız Kurt başaramıyor. Hatta diğer meclis üyeleri, bir dahaki dönemde “seni seçtirmeyeceğiz” diyorlar. Başarılı oluyorlar seçtirmiyorlar.

Karbinci Belediyesi’nde bir tek Yörük çalışmıyor. Karbinci’de bir bakkalda kahve keyfi. Kahvene, birahane, kumarhane bir arada. Bir kapıcık öte yanı Bakkaliye.

Yavrukurt orada, yalnız kurt orda… Ya Koca Kurt. Ayrılıyoruz Yalnız Kurt’la beraber dağlara doğru. Arkamızda yavrukurt el sallamakta. El sallamakta. Durup erkekçe sağ eli havada selam durmakta…

Tanrıya ısmarladık… Tanrıya… Adınla yaşa, adını yaşat HAKAN. Şairin dediği gibi çabuk büyü çabuk a çocuk!

 

Yazar Hakkında

İlginizi Çekebilir

0 Yorum

Henüz yorum yok.

Henüz yorum yapılmamış. Yorum Yap!