Geçen hafta (19-20 Aralık 2017) Başbakan Binalı Yıldırım’ın Bangladeş ziyareti Türk ve Bengal basında geniş bir yer almıştı. Başbakan Bangladeş ziyareti öncesinde basın toplantısında iki ülke arasındaki kardeşlik bağının çok sağlam ve eskiye dayandığını dile getirmişti.
Yaklaşık 6 bin kilometre uzaklıkta Güney Asya ülkesi Bangladeş ile Türkiye arasında eskiye dayanan nasıl bir bağ olabilir?
Bu sorunun cevabı bulmak için yakın tarihe bakmamız gerekiyor.
Türkiye ve Bangladeş arasında kardeşlik ilişkilerin temelinde, Sultan II. Abdülhamid Han’ın “Dünya Müslümanlarıyla birlikte hareket etme” düşüncesi önemli bir yere sahiptir. Kimileri tarafından “Panislamizm” propagandası olarak ifade edilen bu politika, İngiliz sömürgesi altında kalan Hint alt kıtasındaki (şuan ki Hindistan, Pakistan ve Bangladeş) Müslümanları çok etkilemişti.
Osmanlı Devletinin Sultanı aynı zaman da bu bölgede yaşayan Müslümanların Halifesi ve Müslümanların birliğinin sembolü olarak kabul ediliyordu. Bu sebepten emperyalist ülkeler ile Osmanlı Devleti arasında savaş veya çatışma yaşadığında Hint yarımadasındaki Müslümanlar, Osmanlı için camilerde dua ve tesbihat düzenlerdi.
1877 yılında Rusya-Osmanlı savaşı sırasında Bengal vilâyetinin merkezi olan Kalküta’nın camilerinde Türk ordusu için yardım toplanmıştı. 1912 yılında Balkan Savaşları sırasında ise Hint Müslümanları Türkiye’ye doktorlardan oluşan sağlık ekibi göndermişlerdi.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa devletlerin Osmanlı’yı parçalamaya çalıştığı dönemde Bengal bölgesi dâhil, Hint alt kıtasındaki Müslümanlar İngiliz hükümetine karşı yoğun protestolar düzenlemişlerdi. 30 Aralık 1918 yılında Delhi’de düzenlenen “Tüm Hindistan Müslüman Ligi ” nin 11. oturumunda “Hilâfet Hareketi” konusu ilk defa gündeme getirilmişti. Oturumun başkanlık konuşmasında Bengal bölgesinden gelen Abul Kasem Fazlul Hoq, Avrupa Devletlerinin Osmanlı’yı parçalama girişimi hakkında endişelerini dile getirmişti. Daha sonra 1919’da Osmanlı’yı ve Müslümanların Halifesini korumak için Hint alt kıtasındaki Müslümanlar “Hilâfet Hareketi’ni başlatmıştı.
Bu hareketine Bengal vilâyeti Müslümanları da katılmış ve etkin rol oynamışlardı. 9 Şubat 1919’da Bengal bölgesinin “Hilâfet Hareketi” lideri; Mevlana Akram Khan, Abul Kashem ve Mucibur Rahman Khan Kalküta’da bir toplantı yapmıştı. Toplantıda Hilâfetin devamlılığını sürdürmek ve Osmanlı’nın bütünlüğünü korumak için halkı aydınlatma ve protesto gösterisi düzenlenmesi kararı alınmıştı.
Bengal vilâyetinde 17 Kasım 1919’u ‘Hilâfet Günü’ olarak ilan edilmişti; Müslümanlar o gün dükkânlarını kapatmış, camilerde dua etmiş ve şehir meydanlarında gösteriler yapmıştı. Bengal Vilâyeti Hilâfet Komitesi ve Dakka Hilâfet Komitesi tarafından bölgenin her yerinde “Hilâfet Hareketi” başlatılmıştı.
19 Mart 1920’de ikinci kez ‘Hilâfet Günü’ ilan edilmişti ve vilâyetin merkezi Kalküta’da iş yerleri ve dükkânlar kapatılmıştı. Dakka, Çittagong ve Mymensingh (şu anki Bangladeş’in büyük şehirleri) gibi büyük illerde büyük mitingler düzenlenmişti. En büyük miting Tangail’de (şu anki Bangladeş’in bir şehri) düzenlenmişti. Bunlarla birlikte “Bengal Hilâfet Komitesi”, Osmanlı Hilafet Ordusu için her evden yardım toplamıştı.
Resim: Bengal vilâyeti hilâfet komitesi tarafından yardım verenlere verilen makbuz.
Ayeti Kerime’den sonraki üç satırda Urduca meali yazılıdır. Sonraki satırda ‘Bir Rupi’, en son satırda da “Bengal Hilâfet Komitesi” yazılıdır. Makbuzunun arka tarafında “Bengal Hilâfet Komitesi Kalküta’nın mührü bulunmaktadır.
Ankara’da 23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM), “Tüm Hindistan Hilafet Komitesi” tarafından 26 Aralık 1921 tarihinden 9 Ağustos 1923 tarihine kadar gönderilen para miktarı toplam 781.570 Osmanlı Altınıydı (Bu paranın bir kısmı ile 1924’te İş Bankası kurulacaktı). Bu miktarın büyük bir kısmı ise Bengal bölgesinden toplanan yardımlardan oluşuyordu.
Osmanlı Devletinin bütünlüğünü koruma hareketinde ve Türk Kurtuluş Savaşındaki destekleri ile Bengal Müslümanlarının fedakârlığı ve samimiyeti zamanında iki ülke arasındaki ilişkilerin ne kadar yakın olduğunu ortaya koymaktadır.
3 Mart 1924 tarihinde Türkiye’de Hilafet kaldırıldıktan sonra da Bengal Müslümanları, Türkiye’ye karşı aynı sempati ve sevgi göstermeye devam etmiştir. Köklü tarih ve kültürel bağlarımız günümüze kadar hiçbir vakit kopmamıştır.
Bir sonraki yazıda Hintli Müslümanların Osmanlı ve Türklere duydukları sempati ve sevginin nedeni ele alacağız. Sağlıcakla kalın…
Delwar Hosen
Kaynak: Ullah, Rahmat (2017) “Bangladeş ve Türkiye: ikili ilişkilerin bir analizi” Sosyal ve Beşeri Bilimleri Dergisi Cilt 9, Sayı 1
çok güzel bir haber. Tebrikler.