Gagauzya’nın Güneşi Batıyor: Başkanlık Seçimi

Mayıs 27, 2023 0 Yorum Analizler 190 Görüntülenme
Gagauzya’nın Güneşi Batıyor: Başkanlık Seçimi

Moldova Cumhuriyeti’nin parçası olan Gagauz Özerk Yeri bölgesinde (Gagauzya) başkanlık seçimi düzenlendi. Seçimi Rus yanlısı ve destekli Şor Partisinin adayı Evgeniya Gutul’un kazandığı bildirildi. Kişinev, seçimlerde usulsüzlüklerin yapıldığı konusunda Gagauz makamlarını uyarsa da bu mevzu dikkate alınmadı. Seçim sonrası yaşanan olaylarla dış güçlerin oyunu ile Gagauz yönetimi, Kişinev ile karşı karşıya getirildi. Kurulmasından bu yana Rusya’nın etkisi altında kalan bölgede, Gagauzluğu savunabilecek ve koruyabilecek başkan yine seçilemedi. Peki seçimler nasıl geçti? Seçim sonrası neler yaşandı? Olayların arkasında kim var? Komrat-Kişinev ilişkileri ne durumda? Gagauzya’da ne yapıldı/ne yapılmalı? Tüm bu soruların cevaplarını tek tek sıralamak yararlı olacak.

Konuya geçmeden önce Gagauzya hakkında kısa bir bilgi vermekte yarar var. Özerk bölge statüsüne sahip Gagauzya, Moldova’nın gündeyinde “Bucak” olarak adlandırılan bölgede varlığını sürdürüyor. Yoğun olarak Gökoğuz boyundan gelen Hıristiyan Ortodoks Gagauz Türklerinin yaşadığı bölgede, özerkliğe kavuşmadan önce 19 Ağusos 1990’da başkenti Komrat olmak üzere Gagauz Cumhuriyeti ilan edildi. Ancak herhangi bir ülke tarafından tanınmayan cumhuriyet, varlığını 1994’e kadar sürdürdü. Bu süreçte Komrat ve Kişinev arasında çatışmalara dönüşebilecek seviyeye ulaşan bir gerilim yaşandı. Türkiye’nin de desteğiyle sona eren gerilim,  23 Aralık 1994 tarihinde Moldova Cumhuriyeti sınırları içinde Gagauz Özerk Yeri bölgesinin kurulması ile sonuçlandı. Toprak bütünlüğü olmayan bölge, başken Komrat, Çadır-Lunga ve Valkaneş olmak üzere üç şehir ve yaklaşık 25 köyden oluşuyor. Bugün de söz konusu bölge, stratejik ortaklık düzeyine taşınan Türkiye ve Moldova arasındaki ilişkilerde önemli bağ vazifesi görüyor.

Başkanlık seçimleri

2015’ten beri başkanlık koltuğunda oturan Gagauz Özerk Yeri Başkanı İrinaVlah’ın4 yıllık görev süresinin sona ermesi dolayısıyla bölgede 30 Nisan’da seçime gidildi. Adaylardan herhangi birinin yüzde 50’nin üzerinde oy alamaması sebebiyle seçimin ikinci turu 14 Mayıs’ta yapıldı.

Seçimin ilk turunda en fazla oy alan Şor Partisi adayı Evgeniya Gutul ile Sosyalist Partice desteklenen “bağımsız” aday olarak Grigoriy Uzun yarıştı. Bölgenin Merkez Seçim Komisyonunun açıkladığı sonuçlara göre, yüzde 52,34 (27 bin 374) oyla seçimi kazanan Evgeniya Gutuloldu. Komrat Temyiz Mahkemesi, seçim sonuçlarının onaylanması yönünde karar aldı.

İlk turdaki adaylar ve sonuçlar

Seçimin ilk turunda  7’si bağımsız, 1’i partili toplam 8 aday başkanlık koltuğu için yarıştı. Bunların arasında eski Gagauz Özerk Yeri Başkanı ve Moldova’nın Ankara Büyükelçisi Dmitri Kroytor ile eski Başkan Mihail Formuzalvardı. “Halk Topluşu” olarak adlandırılan bölgenin meclis üyeleri Viktor Petrov, Nikolay Dudoglo, Sergey Çimpoeş ile Sergey Çernev de ilk turda aday oldu. Ayrıca, Moldova Parlamentosundaki partilerden, ülkenin eski Cumhurbaşkanı İgor Dodon liderliğindeki Sosyalist Partice desteklenen Uzun ve Şor Partisinin aday gösterdiği Evgeniya Gutul da yarıştı. Söz konusu iki aday da en fazla oy alarak, ikinci tura çıkabildi.

Bölgedeki seçim yasası gereği 4 yılda bir yapılan başkanlık seçimine, 2 kez art arda başkan seçilen İrina Vlah, bu kez koltuk için talip olamadı. Ayrıca, Batı ve Avrupa Birliği’nden yana olan Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu’nun kurduğu iktidardaki Eylem ve Dayanışma Partisi (PAS) seçimde aday çıkarmadı, var olanları da görüşü nedeniyle desteklemedi.

Adaylar ve arkasındakiler kim?

Başkanlık seçiminin ikinci turuna katılan her iki aday da ülkenin parlamentosunda yer alan Rus yanlısı partiler tarafından desteklendi.

Seçiminin ilk turunda Gagauz Tüülü köyü doğumlu Gutul ve Valkaneş kasabasında doğan Uzun arasında küçük bir oy farkı olması nedeniyle her ikisi de her seçmenin oyu için mücadele etti.

Bunun için de her türlü yönteme başvuruldu. “Her anlamda” meşhur olan Rus şarkıcılarından, Rus kilisesine hizmet eden papazlara kadar herkes seçim kampanyasında yer aldı. Bu da dış güçlerin, bölgedeki seçime müdahil olduğu göstergelerden biridir.

Aslında seçimdeki rekabet sadece iki aday arasında değil, Rus yanlısı ve destekli partiler arasında gerçekleşti. Dolayısıyla her iki parti de Ruslara, desteğini hakkettiğini göstermeye çalıştı.

  • Dodon ve başkanlığındaki Sosyalist Parti

2020 yılında Batı destekli Sandu’ya karşı cumhurbaşkanlığı seçimi kaybeden Dodon, halkın ve Rusların güvenini tazelemek, siyaseten halen güçlü olduğunu göstermek için çabaladı.

Başkanlık seçimi kampanyası esnasında, Rusya’ya gözlerini çeviren seçmenin yeniden oyunu kazanmak için de Dodon’un akıl almaz açıklamaları kayda değer. Dodon’un “Cumhurbaşkanı olursam Putin’in Gagauzya’ya gelmesini sağlayacağım”, Rusya’nın geçen yıl Ukrayna’ya yönelik başlattığı savaşa ve Rus ordusuna atıfla da “Bizimkiler yakında, sabır edin” ifadeleri tartışmalara yol açtı. Moldova hükümeti, bu ifadelere tepki gösterse de Dodon ve başkanlık ettiği Sosyalist Parti, hem bölgedeki başkanlık seçiminde desteklediği adayının kazanması için hem de Moldova’da 2024’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için hedef kitlesini seferber etmek için uğraştı. Dolayısıyla, bölgedeki seçimde oyların başkan adayına değil, Rus yanlısı Dodon ve partisine verildiği söylenebilir.

  • İlan Şor ve liderliğindeki Şor Partisi

Şor Partisinin başında Yahudi asıllı işadamı İlan Şor ise Rusya’dan aldığı desteğin karşılığını vermeye çalıştı, bunu yaparken de başvurmadığı yöntemler kalmadı. Gagauz halkına hayalperest vaatlerde bulunan Şor’un adayıGutul, bölgede havaalanı ile lunapark inşa etme, yeni doğuran annelere 1000 dolar değerinde maddi destek sağlama, bölgeyi geliştirme sözü verdi. Ne hoş! Yaklaşık 30 yıl içinde başkanlık koltuğuna oturanların hepsi bu vaatlerde bulundu, ancak icraata geçilmedi. Gagauz halkında bir cümbüş (şaka) var: “Verdiğim sözün sahibiyim, ister verir, ister alırım”.

Rusya’dan halkla ilişkiler (PR) uzmanlarından da destek aldığı belirtilen Şor, “ekmek ve eğlence ver” mantığıyla hareket ederek, desteklediği adayın kazanmasını sağladı. “Sonu olmayan konserlerle” gözü boyanan halk, bu sefer de kandırıldı. Ver coşkuyu ver…

Şor, Rusların meşhur şarkıcılarının Gagauz halkına seslenmelerini ve adayına oy vermeye çağırmalarını sağladı. Aynı şarkıcılar, bölgenin Gagauz marşını bile Rusçaya çevirip söyledikten sonra şaşırılacak bir şey kalmadı. Gagauzlar, kendilerini aşağılayan duruma da tanık oldu. Bunu anlayan anladı, anlamayana da artık geçmiş olsun demek düşüyor.

Peki İlan Şor kim? Şor, 2014’te parlamento seçimleri öncesi ülkenin bütçesinden “1 milyar doların çalınması” olayında yer alanlardan biri olmasıyla nisanda Moldova mahkemesince gıyaben 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İsrail’de olduğu iddia edilen Şor’un teslim edilmesi için İsrail makamlarına başvuruda bulunuldu. Geçenlerde de Şor’un parlamento üyeliği kaldırıldı. Bu nedenle, kaçak durumda olan Şor, Gagauz seçmenini uzaktan canlı bağlantılarla seferber etti.

Kişinev’in seçimle ilgili tavrı

Batı’dan yana siyaset izleyen Cumhurbaşkanı Sandu yönetimindeki iktidar aday göstermese de Gagauzya’daki seçimi yakından takip etti. Bölgenin Merkez Seçim Komisyonu seçimin ilk turunda ihlallerin yapılmadığını savunsa da seçimde usulsüzlüklerin olduğunu bildirildi. Kişinev, Gagauz makamlarını “ihlallerin yapıldığı, adayların seçim için gereğinden fazla para harcadığı ve belirsiz kaynaklardan maddi destek aldığı” konusunda uyardı.

Cumhurbaşkanı Sandu seçimde usulsüzlüklerin olduğunu ve bölgedeki komisyonun bu konuda gerekli önlemler alması gerektiği yönde açıklama yaptı. Başbakan Recean ise ülkedeki seçim yasalarını ihlal edenlere ceza verilmesi gerektiğini belirtti.

Seçim sonrası olaylar

Seçim sonrası Gagauzya’da durumlar karıştı. Bölgenin Merkez Seçim Komisyonu, başkanlık seçiminin 2. turunun sonuçlarını onaylar onaylamaz, Moldova polisi, komisyon binasını basarak aramalar yapmaya başladı ve seçim belgelerini denetlemek için aldı. İşin içinde Moldova Yolsuzlukla Mücadele Merkezi’nin olması da dikkat çekiyor. Seçimdeki 8 adaya yönelik ise seçim kampanyasında gereğinden fazla harcama yaptıkları gerekçesiyle dosya oluşturuldu, soruşturma başlatıldı.

Peki mevcut Gagauz Başkan İrina Vlah ve liderliğindeki yerel makamlar bu durumda nasıl bir yol izledi?

Moldova’da gelecek yıl düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı seçimi için uğraşan Vlah, son turda hem Şor Partisi adayı Gutul’u destekledi hem de oluşan durumu hükümete karşı kullandı/kullanıyor. Olaylar esnasında yurtdışında olan Vlah, görüntü paylaşarak ülke yönetimini seçimlere müdahil olmak ve bölgeye baskı kurmakla suçladı. Vlah’ın görüntüdeki “Dış ortakları, bu duruma müdahil olmaya çağırıyorum” ifadesi de dikkat çekicidir.

Geçmişte “Rusya ile birlikte olmak gücümüzde” sloganıyla başkanlık koltuğuna oturan, Kırım’ın ilhak edildiği yılda, Rusya’nın desteğiyle Gagauzya’da referandumun düzenlenmesini sağlayan, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gagauzya’ya 2018’de gerçekleştirdiği ziyareti esnasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i doğum gününde “sayenizde Rus toprakları genişledi” ifadeleriyle kutlayan, Ukrayna’daki savaşta ölmeye devam eden Gagauzlarla ilgili tek kelam etmeyen Vlah, hangi dış ortaklara seslendi acaba? Sorunun cevabı aşikardır. Bunların da bilinmesi ve kayda alınması gerekiyor!

Oyların satın alındığı söylenen seçim sonuçlarının Komrat Temyiz Mahkemesi tarafından onaylanması da hiç şaşırtmadı. Ama! Mahkemede Rus şarkıcılar tarafından Rusça söylenen Gagauz marşının seslendirilmesi ve bunun sözde “Gagauz milliyetçiler” tarafından da alkışlanması izah edilemez. Rusça diyorum, Gagauz Türkçesi değil! Yanlış yazmadım… Akıl var, mantık var dersiniz, ama sözün bittiği nokta burası. Gagauzlarda bir söz var: “boş davul sesli öteer”!

Gagauzya’da yeni başkan alkışlanmaya devam ederken Kişinev son sözünü henüz söylemedi. Seçim sonuçlarının Kişinev tarafından iptal edilmesi ihtimali geçerliliğini koruyor. Bölge ile ilgili bu süreçte alınacak kararlar, Gagauzların gelecekteki kaderini belirleyecek. Anlaşılan ilerideki günler eğlenceli geçecek. Bir Gagauz sözü ile “ne oldu gördük, ne olacak göreceez”

Bugün oluşan durumu anlamak için bölgede yaşanan olayların arkasında 30 yıl önce olduğu gibi kimlerin/kimin olduğuna bakmakta yarar var. Aslında bu, apaçık ancak kabul edilmesi güç gerektiriyor.

Başkanlık seçimlerinde kazanan kim?

“Seçimlerde her zamanki gibi kazanan hangi ülke?” sorusuna cevap verildiğinde A, B, C, D… şıklarında da tek ülke var – Rusya. Dolayısıyla “Başkan bize yakın mı” sorusunun sorulması da çok garip. Ne eskileri ne de yenileri Türkiye’ye yakın değil! Sınavdan yine geçilemedi, dersten de kalındı. Her seferinde olduğu gibi… Neden mi? Bu soru epey geniş bir cevap gerektiriyor.

Eski Sovyetler Birliği ülkesi Moldova’nın parçası olan Gagauz bölgesi kuruluşundan bu yana Rus etkisi altında kaldı, kalmaya devam ediyor. Bunu bu seçimlerde de gördük. Halk adına konuşan bazı şahıslar, 90’larda olduğu gibi bugün de Rusların bölgedeki çıkarlarına hizmetlerini sürdürüyor. Rus propagandasına maruz kalan halk da her seferinde bu “vatansever” şahısların kurduğu oyunun bir parçası oluyor. Her gelen geçen aday, başkanlık koltuğuna Rus yanlısı sloganlarla oturuyor, Rusya’ya gidip geliyor, Rus yetkilileriyle pozlar veriyor, Rusya ile iş çeviriyor, Rusya’nın bölge üzerindeki siyaseti, çıkarları, değerleri ve dilini savunuyor. Ya Gagauz dili, kültürü, değerleri ve statüsüne sahip çıkılıyor mu? “Ölme eşeğim! Eşek sudan gelince”…

Peki Rusya’nın bu seçimlerdeki stratejisi neydi? Ruslar, bu seçimde adayların neredeyse hepsini kullanarak, demokrasi havasını yarattı, herkese oynadı ve seçimi yine kazanan oldu. Hiçbir adayın seçim sonuçlarına itiraz etmemesi, bölgedeki Merkez Seçim Komisyonun Kişinev’in seçimdeki usulsüzlüklerle ilgili uyarısını kayda almaması, 1.turdaki adayların seçim sonrası gerçekleşen kargaşada Şor’un adayı yanında yer alması, Gagauz yönetimi ile meclis üyelerinin Kişinev’e karşı seferber olması, bu görüşü destekliyor.

Olaylar sonrası bazı Gagauz temsilcilerinin Moldova’da suç işleyen Şor’un ayağına gitmesi, Kişinev’de Avrupa üyeliği için miting düzenlenirken, Gagauzya’da aynı şahısların Türkiye’nin ismini de kullanarak Rusya’ya destek verici mitingler düzenlenmesi, bu mitinglerde soru işareti yaratan referandumun tekrar yapılmasını teşvik etmesi,“Gagauzya kimin ellerinde?” sorusunun cevabını veriyor.

Rusya’nın Moldova yönetimini “Rusya ile ilişkileri bozma yönündeki rotaya hayır diyen Gagauz bölge sakinlerinin seçeneğine ve seçilen başkana saygı gösterilmesi gerekiyor” açıklamasıyla uyarması, olayların an be an Rus televizyonlara aktarılması, seçimlerin de Rus basını tarafından dikkatlice takip edilmesi, şimdiye kadar oluşan soru işaretleri gideriyor.

Sonuç olarak, savaşan bir ülke olarak Rusya, hakimiyetini sürdürmek istediği bölgelerde çalışmaya devam etti/ediyor, hedeflerinden vazgeçmiyor. Uzun vadeli planlar önemli! Sen sadece bugünle uğraş, başkası 20, 30, 50 hatta ve hatta 100 yıllık planlar kursun…

Para işini yaptı/yapıyor 

Bu seçimlerin, “en kirli” olduğu söyleniyor. Tarih bunu yazdı! Pazarlık masasında para konuşuldu, koltuk konuşuldu, çıkar konuşuldu, bir tek Gagauz halkın ve bölgenin kaygıları ile çıkarları konuşulmadı/konuşulmayacak.

Kişinev, Rusya’nın bölge üzerindeki etkisini azaltmaya çalışsa da Ruslar hazırlığını önceden yaptı. Rusya’da “Moldova’daki muhalefet lideri” olarak anılan Şor, geçen yıl boyunca Moldova’da hükümet karşıtı protesto gösterileri düzenledi, başkanlık seçimlerini de kendi adayının kazanmasını sağlayarak, bölgeyi ülkede güzün gerçekleşecek yerel ve gelecek yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kullandı.

İşin kötü tarafı, merkez tüm bunlara her sefer olduğu gibi izin verdi. Bunun nedeni de merkezin şimdiye kadar Gagauzları kazanamaması, kazanma niyetinde de olmamasıdır. Dolayısıyla, ileride Kişinev’in Gagauz bölgesine yönelik baskısını arttıracağı öngörülüyor. Bize ise sadece izlemek kalıyor, nasıl olsa hep izliyoruz ya…

Sonuç olarak, Gagauz halkı yine adayların arasında uygun olanı seçmek yerine en fazla uygun olmayanı seçti. Bunun nedenleri de şu şekilde sıralanabilir:

– Gagauz yöneticileri halk için çalışmadı, halk da kendisini sürekli kandırılmış hissetti

– Bölgedeki siyasi kültür düşük seviyede

– Batı yönlü görüşe sahip aday çıkarılmadı

– Kişinev, bölgeyle çalışmayı öğrenemedi, çalışma niyetinde de değil

-Rusya bölgede hakimiyetini sürdürdü ve sürdürmeye devam ediyor

-Türkiye, siyaseten bölgede güçlü değil

Türkiye’nin bölgeye ilgisi

Son madde Türkiye ve Gagauzya açısından önem arz ediyor. Dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel’in desteğiyle 1994’te özerkliğe kavuşan bölgede, TİKA aracılığıyla ağırlıklı olarak sosyal ve ekonomi proje hayata geçirildi/geçiriliyor. Lakin kendi sorunlarıyla uğraşan Türkiye, bölgede siyaseten güçlü olamadı, böyle bir derdi de zaten yok. Siyaseten güçlü olamayınca da bölgedeki çalışmaları yeterince duyurulmadı, öğrenilmedi.

Bölgeye her gelen, Gagauzları tanımadan, ülkesine dönüyor,bazıları Ortodoks kilisesine sıkı sıkıya bağlı Gagauzlara Kur’an-ı Kerim’i götürüyor, bölgede cami kurmaya çalışıyor, “kurt kafalı küpeler” ve “kırmızı renkli elbiseler” ile kandırılıyor, sonra da “Gagauzlar neden birlik olamıyor, neden Türkiye’yi değil de Rusya’yı tercih ediyor?” sorusuna kapılıyor. Acaba neden???

Yıllarca Rus etkisi altında olan Gagauzlar, bir yandan Türk olduğunu kabul ediyor, diğer yandan ise Rusya’ya doğru bakıyor. Bunlar yazılmıyor, öğrenilmiyor, bilinmiyor… Aslında her şey apaçık. Lakin bölgeyi koltuğunda çayını yudumlayarak anlamaya çalışırsan, bölgede olup bitenleri çözemezsin, anlatamazsın. Bölgeyi bilen insanların uzakta tutulması da apayrı bir dert. Bu insanlara mesafe koyulması ve çalışmasına izin verilmemesi, durumu bu noktaya getirdi.

Ama tarih, eski Türkiye’nin Bükreş Büyükelçisi Hamdullah Suphi Tanrıöver’in, tıpkı bugün çok iyi bilinen isimlerin, Gagauzlara yönelik örnek alınacak adımlarını yazdı/yazıyor.

Dil ve statü sorunu

Gagauz Özerk Yeri’nin seçim yasası ve buna ne oranda oyulduğu başka bir sorun.

Mesela yasada tartışılması gereken bir maddede “başkan adaylarının Gagauz dilini bilmesi gerekiyor” şartına ne kadar uyuluyor? Cevap – hiç!

Bölgede her seçilen başkan Gagauz dilini bilse de bilmese de Rusça konuşuyor. Başkanların ana diline önem vermemesi, bölgeyi Kişinev karşısında zor durumda bırakıyor, bölgenin varlığını tehlikeye atıyor. Kişinev ise “kendi dilinizde konuşmuyorsanız, devlet dilini de öğrenmiyorsanız özerkliğe de ihtiyacınız yok” mesajını sık sık veriyor. Ülkedeki her seçimde Gagauzlar özerklik statüsü sorununun çözülmesi vaatleriyle kandırılıyor. Dil sorununun yanı sıra özerklik statüsünün korunması, Moldova Anayasası tarafından garanti edilmesi, bölge yasalarının ülkedeki yasalarla uyumlu hale getirilmesi ise büyük önem arz ediyor.

Bölgenin varoluş nedeni olan dil ve statü, her geçen gün Gagauzların elinden yavaş yavaş gidiyor. Siyasi oyunların aleti olan Gagauz yönetimi ise bu sorunların çözülmesi için gayretlerde bulunmuyor. Oysa ki, Gagauzya’yı “Özerk Bölge” yapan Gagauz Türkçesi ve statüdür! Herhalde, bu seçimde de adaylardan hiçbirinin Gagauz dili ile statünün korunması ve güçlendirilmesine dair tek kelam etmemesi de kayda değer. Seçilen Başkan da Gagauzca konuştu, ama 10 kelimeden 7 kelime Rusya kullandığı için Gagauz Türkçesini duyamadık.

Bölgenin durumu

Ülkedeki siyasi, ekonomi, sosyal alanındaki olumsuz durum, bölgeyi de ister istemez kötü yönde etkilemektedir. Ekmeğini kazanma derdinde olan Gagauzlar, 30 yıldır yurtdışına gitme, başka ülkelere yerleşme gayretiyle yaşıyor. Bu ifadelerin sadece bir yorumdan ibaret olmadığını ortadaki rakamlar net şekilde gösteriyor. Bölgede, seçmen sayısı 2019’da 106-108 bin iken 2023’te 92 bin civarında; nüfus 2019’da yaklaşık 150 bin iken, 2023’te yaklaşık 120 bin. Bunlar resmi rakamlar! Resmi olmayan rakamların kat kat düşük olma ihtimali oldukça yüksektir.

Yapılması gerekenler

Batı ve Rusya arasında kalan Moldova’da varlığı Gagauz bölgesinin üzerinde kara bulutlar dağılmıyor, güneşi de batıyor. Peki geç olmadan bu durumu tersine çevirmek için neler yapılabilir?

– Gagauzluğu benimseyecek, “yaşa ve yaşat” ilkesiyle hareket edecek, ülke bütünlüğünü savunacak yöneticiler desteklenecek

– Statü ve dile sahip çıkılacak

– Kiliselerde, uşak bahçelerinde, okullarda, Gagauz radyosu ile televizyonda Gagauz Türkçesi konuşulacak

– Bölgede dış güçlerin siyasi oyunlarına, propagandasına izin verilmeyecek

– Bu hedefler üzerine çalışılacak/çalışılmalı

Aksi taktirde, Gagauzların elinde 90’larda mücadele verdiği ne özerklik statüsü, ne kimliği ne de dili kalır. İleride Gagauz bölgesinin yeni bir “Transdinyester” veya “Donbas” meselesine dönüşmemesi, üzücü günlerin ve pişmanlığın yaşanmaması için izlemek yerine çalışmak gerekiyor! Hem de çok…

Hadi Gagauzların yolculuğa çıkanlara dilediği gibi “ilin yol, kafadar!”

Kalın sağlıcakla…

Yazar Hakkında

İlginizi Çekebilir

0 Yorum

Henüz yorum yok.

Henüz yorum yapılmamış. Yorum Yap!