Uzaktaki yakınlarımıza yaklaştık sıra Türk milletinin büyüklüğünü görürsünüz. Onun tek amacı yaşamaktır. Yaşamak da birlikte yaşamaktan geçer. Yıllarca yok kabul edilen ve yok edilmeye çalışan Sekel Türklerinin tarihinden de kısaca bahsetmekte fayda var.
Batı Roma İmparatoru III. Constantius’un kızı ve bir sonraki İmparator III. Valentiniaus’un kız kardeşi olan Prenses Honoria (417-452) ile Hun Hakanı Attila’nın evliliği sonucu dünyaya geldiği söylenen oğulları Prens Aladár ve Prens Çaba (Csaba) babalarının 453 yılında aniden ölümü sonrasında Hun Birliğini kargaşaya sürüklemiş ve bozkır kanunu gereği aralarında veraset savaşları başlamıştır. Aralarında geçen Kirimhilda Savaşı sonrasında Çaba yenilmiş ve doğuya çekilmiştir.
Macar Kralı IV. László’nun (1272–1290) kâtipliğini yapan Simon Kézai 1282 yılı dolaylarında Latince kaleme aldığı Gesta Hunnorum et Hungarorum adlı eserinde Çaba’yı destekleyen sayıları 15 bin olan Hunların mağlup edildiğini belirtilmektedir. Çaba, geriye kalan 3 bin Hun atlısı ile birlikte Bizansa doğru çekilmiş, Çaba’ya bağlı Hunlar Karpat havzasında Csigle denen yere yerleşerek Árpád (895-907) çağının başlangıcı olan 895’te Macarlar gelene kadar orada varlıklarını devam ettirmişlerdir. Sekeller işte bu Hunların torunlarıdır. Sekeller, kendi kültürlerine göre, 895 yılında Macarların gelişlerine kadar Karpatlarda yaşayan Hun Türkleridir.
13.yy’da Macar Krallığına bağlı olarak Szekelyorszag (Sekel Diyarı, Regnum Siculorum) meclisi olan bir siyasi yapı kurulmuştur. Sekeller Macar Krallığı tarafından hafif süvari birliği olarak kullanılmışlardır. Doğudan gelen saldırılara karşı sınırları koruyan savunucu olmuşlardır. Doğuya yapılan seferlerde ise önde giden kahraman akıncılardır.
1526’da Macar Krallığı yıkılınca Osmanlı Devletinin himayesine girmiş ve muhtariyeti tanınmıştır.
Bölgenin yeni yöneticileri Romenler, tarih sahnesinde ilk kez 10. yy Bizans kaynaklarında geçer. Yarı göçebe topluluk olarak zikredilir. 1848 ihtilal havasında Romen ruhban sınıfı köylülere “tanrı şimdi üç aylığına uykuya yatmıştır. Onun için istediğinizi yapabilirsiniz” şeklindeki telkinleri ile Sekel katliamı olmuş ve Sekel Yerinde, Dako Romanya kurulmuştur.
Sekellerin özerkliği Avusturya İmparatorluğu’nun 18.yy da Erdel’i işgalinde büyük darbe aldı. Romenler de Avusturya’nın yardımı ile burada varlık göstermeye ve burayı Dako-Romanya olarak adlandırmaya başladılar.
Sekeller, 10 Mart 1848 Habsburglulara karşı (Avusturya-Romanya) ayaklanıp kendi devletlerini kurmak istediler. Macarlar da buna itiraz ettiler. Sekel yöneticiler bu durumda Macarlarla işbirliği yapma kararı aldılar ve Macar ihtilalcilerle ayaklandılar ve Romanyalıları ve Avusturyalıları Erdel’de mağlup ettiler.
Çok kısa süre sonra ise “Çarlık Rusyası” Macar ihtilalcileri ezdi. Sekellerin birçoğu Osmanlı Devletine sığındı. Avusturya bölgeye geri döndü. Macar ve Sekel liderler idam ya da mahkûm edildiler.
Avusturya İmparatorluğu 1859 da İtalyanlara, 1866 da Prusyalılara yenildi. Macarlarla işbirliği yapmak zorunda kaldı. 1867 de iki tahtlı iki başlı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu kuruldu.
Ne acıdır ki, Avusturya-Macaristan’ın uzlaşması ile 1868 ve 1876 yıllarında Macar Parlamentosu tarafından çıkarılan kanunlarla Sekel milletinin ve kurumlarının varlığı ortadan kaldırılmıştır. Ortaya atılan görüş Macarca konuşan bu halkın Macar olduğunu ve Sekellerin kendi kaderlerini tayin etme haklarının çağın gerisinde kaldığını ifade etmişlerdir.
Sekeller, 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde Osmanlı orduları ile birlikte “Sekel Lejyonu” olarak savaşa katılmışlardır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Sekel siyasetçiler Macar devletinin yıkılmasını da fırsat bilerek “Sekeller Cumhuriyeti”ni kurmaya çalıştılar. Erdel bölgesindeki Macarların da engellemeleri ile karşılaşan Sekeller bunda da başarısızlığa uğradı.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngiliz ve Fransızlar tarafından 1918 yılında Sekelistan, Sekellere sorulmadan Romanya’ya verildi. İngiltere’nin Versay Delegasyonu sekreteri Harold Nicolson “Peace Making 1919” isimli eserinde “Macaristan’a karşı olan hislerim daha başkaydı. Bu Turanlı kabileye karşı geçmişte ve halen kuvvetli bir nefret duyduğunu itiraf ediyorum. Kuzenleri Türkler gibi birçok şeyi yok edip hiçbir şey ortaya koymadılar” şeklinde yazmıştır. İşte Avrupalıların gözünde Turanlılar-Türkler her zaman böyle değerlendirilmiştir.
1918-1940 yılları arasında Sekel Yeri, Romanya kontrolü altında kalmıştır. Bu dönemde bir taraftan Romenleştirme çalışması yapılırken bir taraftan da bölgeye Romen nüfusu yerleştirilmiştir. 1940-1944 yılları arasında İtalya ve Almanya’nın baskısı ile Sekelistan Macaristan’a bırakılmasına rağmen Macarlar da Sekelistan’ın özerkliğini kabul etmemişlerdir.
Önceleri Nazi Almanyası ile hareket eden fakat daha sonra saf değiştiren Romenler, Sovyet Kızıl Ordusu desteği ile 1944 yılında Sekel Yeri’nde kendi yönetimlerini tekrar kurmuşlardır. 1952-1968 yılları arasında Sovyet etkisi ile Romenlerce, “Sekelistan Özerk Bölgesi” kabul edildi. Ama daha sonra 1968 yılında Sekelistan Özerk Bölgesinin özerkliği kalkmıştır. Macarlar da, 19.yy a kadar resmi olarak Sekelleri kabul etmişlerdir.
Günümüze kadar kısaca Sekel tarihi böyle.
Henüz yorum yok.
Henüz yorum yapılmamış. Yorum Yap!