Makedonya’nın Aktaş Dağında Yörükler

Ağustos 14, 2018 1 Yorum Analizler , Balkanlar 1149 Görüntülenme
 Makedonya’nın Aktaş Dağında Yörükler

Balkanlardaki Türk varlığını çok eskili tarihlere uzanır. Hatta öyle ki günümüzde tüm dünya tarafından aynı şekilde adlandırılan bu yarım adanın Balkan adı bizzat Türkler tarafından vermişlerdir. Balkan sözü Türkçe kökenli bir kelime olup iki farklı anlama gelmektedir. İlki yarım adanın coğrafik özelliklerini anlatan ve dağ, dağlık anlamında kullanılır. Buradaki Türkler dağlara Balkan demeyi tercih ederler.

İkincisi ise bazı dilbilimcilere göre bu adın bal ve kan kelimelerinden türeyerek oluştuğu yönündedir. Bal; yarım adanın doğal güzellikleri, çok kültürlü yapısı, sıcakkanlı insanları tarif etmek adına kullanılır. Kan; bölgenin stratejik konumu itibariyle tarihteki pek çok savaşın en şiddetli çatışmalarına şahitlik etmesi ve bu sürede dökülen kanları ifade eder.

Türklerin Türkistan’dan Makedonya’ya gelişi

Türkler Türkistan’dan Makedonya’ya iki yoldan gelmişlerdir. Birinci yol,  Hazar Denizi ile Karadeniz’in kuzeyidir. Birinci yolla Hun, Avar, Bulgar, Peçenek, Oğuz (Uz), Kıpçak (Kuman) Türkleri Tuna’yı geçerek Makedonya’ya inmiştir.

 İkincisi ise Hazar Denizi ile Karadeniz’in güneyindendir.

İkinci yolla Doğu Roma imparatorluğu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Türkler (Oğuz/Türkmen/Yörük; Tatar, Vardar Türkleri, Konyarlar ve Sarı Saltıklılar) Anadolu üzerinden- Gelibolu Boğazı’nı geçerek Makedonya’ya yerleşmiştir.

Genelde tüm Balkan yarım adasına özelde ise Makedonya’ya Türklerin yerleştiği tarih 26 Eylül 1371 Meriç savaşıyla başlar. Sözü edilen tarihten önce Makedonya’da Türk varlığı tartışılmaz bir konudur. Ancak Türklerin bu coğrafyada fetihler gerçekleştirmelerinin ardından Osmanlı’nın izlediği iskan politikasıyla çok sayıda Türk buraya yerleştirilerek Balkanlar idari olarak da Türk yurdunun bir parçası olmuştur.

Aktaş Dağında Yörük Köyleri

Balkan Savaşlarının (1912-1913) ardından Osmanlı’nın idari yönetimi son bulmuş olsa da Balkanlardaki Türkler ve Türk kültürünün varlığı hala sürmektedir.  Bu geleneği yaşatanlardan birini de Makedonya’nın Doğusunda Aktaş dağının eteklerinde yaşayan Yörüklerdir.

14. – 16. y.y arasında Anadolu’dan Aktaş Dağına yerleşen Yörükler bugün Şaşavarlı, Poçuval, Alikoç, Kocalı, Pırnalı, Süpürge, Kulağızlı, Kepekçili, Yonuzlu, Ebipli, Aktaş Pırnalı, Kutsa, Hocalı, Kurfallı, Koca Gaber köylerinde yaşamaktadırlar. Şaşavarlı ve Poçuval İştip şehrine, Alikoç, Kocalı, Süpürge ve Pırnalı Radoviş’e, diğerleri ise Karbintsi Belediyesine bağlıdır.

Söz konusu köylerinin en önemli özelliği yüzyıllardır yalnızca Yörüklerin yaşıyor olmasıdır. Bundandır ki Yörükler geldikleri ilk günkü gibi Türkçelerini korumuş, gelenek ve göreneklerinde Anadolu kültürünü aratmamaktadırlar.

Kızılalma Karaman Yörüklüğü

Onlara sorulduğunda kendilerinin Kızılalma, Konya, Karaman dolayından geldiklerini söylerler: “Biz Kızılalma Karaman Yörükleriyiz” şeklinde tanımlamada bulunurlar. Bundan dolayı bazı araştırmacılar “Doğu Makedonya Yörükleri” yerine Aktaş’taki Yörük köylerine  “Kızıalma Karaman Yörükleri ve “Kızılalma Karaman Yörüklüğü” demeyi tercik etmektedirler.

Aktaş Dağı’nın eteklerinde yaşayan Türklere göre onlara Yörük denmesi “yürüdükleri için” söylenmiştir.

 

Yazar Hakkında

İlginizi Çekebilir

1 Yorum

  1. Muharrem KOÇAK Ocak 14, at 16:43

    Merhaba, güzel yazınız için sizi tebrik ediyorum. Balkan coğrafyasının, Anadolu ile olan siyasi sınırları koparırmış olsa da bizlerin bu kadim Türk yurduyla olan tarihi bağları kıyamete kadar sürecektir. Balkanlar, Türkistan'ın en batısını teşkil eder. Türk adını, töresini, geleneklerini yaşatan ve saf-duru Türkçeyle ses bayrağımızı dalgalandıran Balkan Türk'ü soydaşlarımız var olsun. Türkmen-Yörük'ler, Türk-İslam davasının Balkanlar ve Trakya'daki temsilcileridir. Kültür ve medeniyet halk tarafından özümsenirse ayakta tutulabilir ve gelecek kuşaklara aktarılabilir. Aktaş Köyü'ndeki ve nice otağı yurtlarındaki kardeşlerimiz atalarının kültürünü benimsemiş ve unutulmaması adına uğraş vermektedir. Yüce budunumuzun devlet kurucusu unvanını kazanmış son başbuğu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün, Balkanların bağrından çıkmış olması, bu bölgeyi çok daha değerli kılmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Genelkurmay Başkanlığı, Mustafa Kemal Atatürk'ün soyağacını açıklamıştı. Türk kağanı Atatürk'ün hem anne hem de baba tarafından köklü yörük-türkmen ailelerinden olduğu, açıklanan soyağacında belirtilmişti. Yani, unutmayalım ki, Mustafa Kemal Atatürk de yörük-türkmen kanı taşıyordu.Başarılı yazılarınızın baki olmasını dilerim. Kalemin kılıç kadar keskin, ufkun gökyüzü kadar sonsuz olsun. MUHARREM KOÇAK

    Yanıtla

Yorum Yap