Millet Psikolojisi

Tarih, her bir alanda kendisini yansıtacak kadar büyük güce sahiptir. Tarih, dilde, politikada, bilimde, demografik yapıda ve en önemlisi milletin psikolojisinde kendi varlığını belirtir. Tarihin her alanda yansımasını gelişmiş devletlerin gelişme sürecine bakarak tespit etmek mümkündür.

Günümüzüm, gelişmiş devletleri geçmiş emperyalist devletlerdir. Bu devletler, her nereye giderlerse dönüştürmeyi amaçlamış ve bu konuda büyük tecrübe kazanmıştırlar. Akabinde, elde edilen tecrübeler ve davranışlar milletlerin genetiğine ve psikolojisine yansımıştır.

Avrupa Birliği 28 ülkeden oluşmaktadır. Bu ülkelerin içerisinde 10.7 milyon nüfusa malik, kurucu ülkelerden biri olan Belçika gibi 61.7 milyon nüfusa sahip sonradan üye olan Birleşmiş Krallık gibi ülkeler de var. Bir Belçika vatandaşı, Avrupa Birliği kurucu ülke vatandaşı olmasına bakmayarak bir İngiliz vatandaşı gibi hâkimiyet, liderlik, yüksek özgüven, gurur duyma psikolojinse sahip değildir.

Kimliği Sorgulama

Hayatımın belli bir döneminde farklı halklarla yaşamış biri olarak bunları söyleme gereksinimi duyuyorum. Bu insanların bir kısmı ülkesindeki eğitim yetersizliğinden, bir kısmı refah seviyesinin aşağı olmasından şikayet ederek; bir kısmı siyasi düşüncelerinden dolayı baskı uygulandığı gerekçesi ile bir kısmı da terör ve savaştan kaçarak göçmen gibi yaşamaktadırlar.

Bu insanları tanıdığım andan beri elime onları gözlemleme şansı geçti. Bu süreçte bir şeyi fark ettim. Tüm bu insanların bir ortak özelliği var. Hepsinin kimlik problemi var. Bazıları kendi ülkesinin vatandaşlığından vaz geçerek yaşadıkları ülkenin vatandaşlığını kabul ediyor. Bazıları vatandaşlığını koruyarak yaşadığı ülkede göçmen gibi, bazıları da tüm kimliklerden sıyrılarak kaçak olarak yaşamını devam ettiriyor. Maalesef, bu insanlar ya kimliklerini bilmiyorlar ya da kimliklerini kabul etmiyorlar.

Şimdi, bizler, aynı devletin kimliği taşıyanlar olarak kimliğimizi biliyor muyuz? Yoksa kimliğimizde yazılan uyruğumuzu atalarımızdan bir emanet isim olarak mı görüyoruz?