Çarlık Rusya’nın yıkılmasıyla kendi bağımsızlıklarına kavuşmak adına mücadele eden Türkistanlı aydınlar Alaş Orda Milli Mücadelesini başlatır.
Resimde Arapça harflerle yazılan “Uyan Kazak” sloganı Mirjakıp Dulatov’un şiiri olarak hala dillerde ezber olmaktadır.
1917 yılı tüm Türkistan halkları tam bağımsızlığını sadece birkaç ay yaşayabildi. Lakin Ekim Devriminin gerçekleşmesiyle bayraklar yıkıldı, aydınlar şehit edildi, halk perişan edildi, açlık dönemleri yaşandı, milli ideoloji ayaklar altına alındı, tabii olmayan herkes vuruldu. Türkistan kan ağladı. Türkistan kelimesi bile ağızlara alınmıyor, hafızalardan siliniyordu. Çünkü Türkistan’ın bir bütün olması, bir bayrak altında olmaları, bir yumruk haline gelmeleri asrın tüm konjonktürünü değiştirecekti. Bu acıların coğrafyasında 1917’nin sonlarında Alaş Orda ve Türkistan Muhtariyet hükumetleri ortaya çıkmış oldu.
Alaş Orda devletinin kabul ettiği resmi bayrak bugünkü Türkiye Cumhuriyetinin bayrağı ile benzerliği Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda Türkistanlıların rolü olduğu iddialarını güçlendirmektedir.
Bu yazıda bu hükumetlerin devlet enstitüsü anlayışını, milli dil seçimlerini ve milli ideolojisinin temellerini ele alacağız.
Kızılların (Komünistlerin) tüm engellerine karşılık Kazak Alaş Orda üyeleri Türk dünyası üzerinde planlanan oyunları bozmak için milli ve birleştirici bir yol izlemeye devam eder. Türk coğrafyasından aydınların hareketleri, sadece fikri temele dayanmaz. Çok boyutlu eylemler gerçekleştirmek adına ziyadesiyle müşterek toplantılar düzenler, devlet kurma girişimlerinde bulunurlar ve Türkistan halklarına ortak dil geliştirmek adına ortak yol haritası oluştururlar. Bu sebeple milli benliğin korunmasında en önemli unsurlardan biri olan dil üzerinde önemle dururlar.
Alaş Orda’nın unutulmaz Kazak şair Mağcan Cumabay
Bu aydınlar, yerelde boyların kendi şive ve lehçelerini korumaları, genelde ise bütün Türk Dünyasının ortak bir dil belirlemesini amaçlamaktadır. Bu ortak dil vurgusunu eserlerinde sıkça dile getirir. Alaş Orda devletinin kurucuları/aydınlar, devlet enstitüsünün temellerini usule uygun olarak bilimsel yazılarla, eserlerle oluşturmuşlar. Milli bir siyasi oluşumun ince detayları düşünen sözü geçen aydınlar, asrın ötesinde olan düşünceleri ile hala eserlerini okuyanları şaşırtmaktadırlar. 1917 Şubat İhtilalinden sonra Alaş Orda Hareketi’nin bir parti program taslağı olarak Kazak gazetesinde yayınlanmıştır. Yayınlanan parti program taslağından aşağıdakiler özelliği ile dikkatleri çekmektedir.
- “Mahallî Özgürlük: Kazakların yaşadığı vilayetlerin birleşmesinden oluşan Kazak muhtariyeti Rusya Federatif Cumhuriyeti’nin bir üyesidir. Alaş Partisi haktan yana, zayıflara yardımcı ve zalimlere düşmandır.
- Temel Hukuk: Rusya Cumhuriyetinde din ve ırk ayrımı yapmadan erkek-kadın herkes eşit olmalıdır. Toplantı düzenleme, dernek kurma, fikrini açıklama, gazete yayınlama ve kitap basmaya özgürlük verilmelidir.
- Din: Din ve devlet işleri birbirinden ayrılmalıdır. Her dine eşit haklar verilmelidir. Kazakların kendi müftülüklerinin [Diyanet İşleri Başkanlığı] olması.
- Hükümet ve Yargı: Her halkın hükümeti ile yargısı kendi yaşam ve geleneklerine göre şekillenmelidir. Yöneticiler ve hâkimler yerli halkın dilini bilmelidir… Kazakların çoğunluk olduğu yerlerde yargı dili Kazakça olmalıdır.
- Milli Savunma: Milli savunma için asker bugünkü gibi olmamalıdır. Askerlik çağına gelen gençler kendi bölgesinde eğitilmeli ve kendi bölgesinde askerlik hizmetini ifa etmelidir… Askerlik görevini Kazaklar süvari olarak yapmalıdır.” Sunulan bu program kongre seçimlerinde Alaş Partisi’nin büyük bir zafer kazanmasına sebep oldu ve 5-12 Aralık 1917’de Orenburg’da yapılan II. Genel Kazak Kongresi’nde Kazak halkının çeşitli kesimlerinin temsilcilerini birleştirdi.
Alaş Orda aydınlarının felsefi alt yapısı, milli duruşları günümüzde de örnek alınmaya değer olduğu saptanmaktadır.
Alaş Orda’nın düşünce ruhu görsellere kazınarak, günümüze kadar Kazakistan halkına ilham vermektedir.
Gözünü aç, uyan Kazak, kaldır başını,
Geçirmeden karanlıkta boşuna hayatını.
Yer gitti, din gitti, vaziyetin perişan,
Kazak’ım, değil şimdi yatma zamanı.
(DUVLATULI, Oyan Kazak, 1991:4)
Alaş’ın ruhu Türkistan topraklarında ne kadar da soğutulmaya çalışılsa da bu ruhu taşıyan yeni nesil, öncekilerinden çok daha birleştirici milli ve bağımsız olma yolunda bu ruhu elbet sürdürecektir. Çünkü bu ruh en son kalan ümit damlasıdır.
Henüz yorum yok.
Henüz yorum yapılmamış. Yorum Yap!