Dünya güçleri yeni bir savaş masası kuruyor! Durumun anlaşılması için önce her şey nasıl başladı sorusuna cevap verelim.
Olay halkın diktatör Esad rejimine haklı bir şekilde karşı çıkmasından başlamıştı. Suriye halkının artık Diktatör Esad ailesine tahammülleri kalmamıştı. Suriye’nin bu durumunu fırsat bilen dış güçler olarak tanımladığımız ülkeler kan kokusuna gelmiş köpek balıkları gibi bölgeye toplanmıştı. Masada Esad’ın tarafını tutarak Rusya, İran ve Esad’ı terör başı göstererek ABD, Avrupa ve Türkiye yer aldı. Bölgede İran güçlerine karşı İsrail’de masaya oturdu.
Tabi ki de bölgede bulunan bu ülkelerin ayrı ayrı amaçları ve hedefleri var. İsrail “Büyük İsrail” projesini hayata getirmek için, İran bölgede “Büyük Şii İslam” devletini kurabilmek için, Rusya ‘her an her yerde varım’ mesajını vermek ve SSCB zamanındaki gibi sınırlarını Orta Doğuya kadar genişleterek Batıya karşı güç göstermesi için, ABD zaten 40 yıldır Orta Doğuya (!) sözde barış ve çağdaş medeniyet getirmek için, Avrupa ise, Pentagon’un tasmasını tuttuğu DEAŞ saldırılarından korktukları ve Orta Doğu’nun beşeri kaynaklarını sömürerek pastadan pay almak için, Türkiye ise sınırlarını korumak ve yıllardır uğraştığı PKK’yı tamamıyla temizleyebilmek için ordaydı.
Pastadan düşen payda bir türlü anlaşamayan bu ülkeler sık sık stratejilerini değiştirmekteler. Geçtiğimiz hafta DEAŞ’lı bazı unsurların Afganistan’a geçtiği anda, Pentagon’un siyasi kuklası başkan Tump’tan beklenilmeyen ‘Suriye’den çıkıyoruz!’ açıklaması geldi. Bu açıklamadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Fırat’ın Doğusuna operasyon açıklaması gelmişti. Kapalı kapılar ardında nasıl bir anlaşma gerçekleşti? Erdoğan ABD’nin Suriye’yi terk etmesi için Gülen iadesi dışında ne teklifte bulunmuş olabilir? Veya ABD’nin bu çekilme kararı ne kadar gerçeği yansıtıyor?
Bu kilit soruların anahtarını bulup olayı çözebilmek için bazı ilişkileri analiz edelim; Trump, Suriye konusunda Pentagon ve derin ABD ile fikir uyuşmazlığı algısını yaratarak kendini anlaşılmaz bir lider olarak göstermeye çalıştı. Bu algının var olduğunu 2018’in son günleri senatör Lindsey Graham, “ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den çekilme sürecine ilişkin kendisine bilmediği şeyler anlattım ve çekilme sürecinin şu aşamada yavaşlatıldı” açıklamasının da dengesizliği görmüş olduk.
Trump’ın Irak’a sürpriz ziyaretinde özgüven dolu yüz ifadesi, sanki , “İran’a sana da geleceğim” mesajı verir gibiydi. Trump’ın bu “dengesizlik” oyununun altında yatan sebepler; Sovyet KGB’sinin doğurduğu, sonradan Sovyetlerin yıkılması nedeniyle ABD’nin devraldığı PKK ve onun Suriye uzantısını PYD/YPG’ye silah mühimmat göndermenin Trump için maliyetli olduğu; hem PKK’nın artık istenilen verimliliği verememelerinden; Çünkü PKK ne zaman başkaldırırsa karşısında Türkiye Ordusunu buluyor; Uzun zamandır stratejik ortaklık içinde bulunan Rusya ve Çin birliğinden tedirgin olan ABD, Rusya’yı Türkiye ile karşı karşıya getirerek Rusya’ya karşı ekonomik çöküntü planlamaları içerisinde.
PKK ve uzantılarını bitirmek amaçlı Suriye’ye girmek isteyen Türkiye’yi en az 10 yıl çözülmeyecek Suriye meselesinde tutarak ekonomik ve demografik darbe vurma isteklerini de göz önünde bulundurmak gerek.
ABD’nin Suriye konusunda dengesizliğinin asıl sebebi, BOP projesini iptal edebilme endişesi yaratarak, diğer ülkelerin BOP projesi üzerinde kurduğu çıkar ve önlem politikalarını değiştirmeye sevk etmektir. DEAŞ’la mücadele maskeli Amerikan askerlerini Afganistan’a göndermeleri ‘İki Kuşak Bir Yol’ projesinde Orta Doğunun merkezi, Afganistan’ın tamamına hakim olma çabalarındandır.
Güçlü olanları yanı sıra güçsüz olup ta “Yeni Kurulan Masada” yer almak isteyenler kendilerine yeni destekleyici aramaktalar.
Trump koşulsuz desteklediği İsrail’i artık yalnız bırakmakla tehdit ediyor. Ama bu da oyunun bir parçası olabilir, sonuçta ABD’deki İsrail lobisinin gücünü biliyoruz. İsrail yine de bölgede İran güçlerinden korunmak için hem “Büyük İsrail” rüyası için parçalanmakta olan Suriye’nin büyük kısmına ABD’li destekleyicileri yardımlarıyla sahip olmak ister. Zaten, “Avrupa Ordusu” fikri, ABD’nin Avrupa’ya olan güvenini yitirdi. Avrupa Suriye’de yalnız ilerleyecek. İngiliz siyaseti…
Her taşın altından İngiltere çıkıyor. İsmini daha önce çok duymadığınız ‘İki Kuşak Bir Yol’ projesinin de en büyük yatırımcısı İngiltere’dir. Projenin amacı, bölgede büyük rol alarak, Orta Doğu hattının kontrolünü avuçta tutmak.
Türkiye de sınırlarında dönen olaylara duyarsız kalamaz. 20 Aralık 2018 tarihi itibarıyla Türkiye’deki biyometrik verileriyle kayıt altına alınan Suriyeli mülteci sayısını 3 milyon 618 bin 624 kişi olduğu resmi olarak açıkladı. Bunca insani trajedi ve 30 yılı aşmış terör sorunu Türkiye’ye Suriye’de güvenli koridor oluşturmasına mecbur kılıyor.
Henüz yorum yok.
Henüz yorum yapılmamış. Yorum Yap!