ALCİR kampı ve tarihi

Şubat 3, 2019 0 Yorum Türkistan 727 Görüntülenme
ALCİR kampı ve tarihi

SSCB’de 1920’li yılların ortasında başlayan aydınları öldürme ve sürgün etme operasyonu 1930’lu yıllarda daha çok yaygınlaşmıştır. Kazak aydınlarına uygulanan işkence, sürgün ve ölüm cezaları bu tarihten sonra onların ailelerine ve eşlerine de uygulanmıştır.

SSCB’nin 15 ağustos 1937 yılındaki  NKVD (İşişleri Halk Komiserliği) № 00486 kararı «Vatana ihanet edenlerin» aile üyelerine karşı sürgünü başlatmaya neden oldu. Söz konusu karar, öncelikle siyasi suçluların eşlerini kamplara sürgün etmeye hak kazandırdı. Soviyetler Birliği’nin her köşesinde kurulmuş kampların idari merkezi olan GULAG (Çalışma Kampları Yönetimi Baş İdâresi) Kazakistan’da da birkaç kamp kurdu. İlk başta “26. nokta” ismini taşıyan köyü esas alarak, Akmola özel bölümüne bağlı “Vatanın hainlerinin eşleri için Akmola kampı” oluşturuldu.

Söz konusu kampta, 1937 yılından 1953 yılına kadar 20 bini aşkın kadın esir olmuş, sadeve 8 bini kendilerine kesilmiş cezayı doldurmuştur. ALCİR kampında esir olmuş kadınların geneli akademisyenler, ressamlar, sanatçılar, öğretmenlerdi. Onlardan geneli ünlü Kazak aydınlarının eşleri ve analarıydı. Örneğin, Aziza Rıskulova ve onun anası Arifa Esengulova, Dameş Cürgenova, Rabiga Asfendiyarova, Lidiya Ruslanova kampta bulunmuştur.

ALCİR kampına Moskova, Petersburg gibi şehirlerden ve Ukraina, Gürcüstan, Ermenistan gibi başka SSCB ülkelerinden ‘‘Vatan hainleri’’nin eşleri ve akrabaları gönderilmiştir. Kamp birkaç baraka ve 4 güvenlik minaresinden oluşmakta ve dikenli tellerle çevrelenmiştir. Ocak ve Şubat aylarında sürekli gönderilen esir kadınlara küçük barakalar darlık yaptığından dolayı yeni gelmiş olanlar kış mevsiminde, eksi 35-40 derecede  kendilerine barınma barakaları yapmıştır. Ahşap tahtadan yapılmış yataklara kamış döşeyerek uyumuş, ısınmak için de kamışı odun olarak yakmışlardır. 

ALCİR kampına  gönderilenler, soylarını, uyruklarını, mesleklerini, büyük çoğunluğu sağlığını ve hayatını kaybetmiştir. Esirlere “Vatan Haini” ismi etikenlendirilmiştir. Yüzlerce kadın işkence görmüş, sakat bırakılmış ve ağır işlerde çalıştırılmıştır. Kampa esir düşen hamile kadınların çocukları soğuğa ve açlığa dayanamadan hayatını kaybetmiş, hayata tutunabilenleri ise yetimhanelere verilmiştir. Çocuklarını yetimhaneye vermek istemeyen kadınların elinden evlatları zorla alınmıştır. ALCİR esirlerinin hayatı çok zor, ızdıraplı geçmiştir. Fakat zor hayatlarına rağmen esirler, İkinci Dünya savaşı sırasında askeri kıyafetler ve başka da savaş ürünleri dikmiştir.  Tarlada çalışanlar çok büyük miktarda gıda ürettmiş ve aynı zamanda hayvancılıkla da uğraşmışlardır.

2007 yılında, Kazakistan’ın başkenti Astana şehrine yakın bulunan Akmol kasabasında 1930-1950 yılları arasında sürgün edilenlerin anısına müze açılmıştır. Müzenin bulunduğu yer eski ALCİR kampıdır. Tarih Akmola eyaletindeki Akmol köyünde bulunan ALCİR kampını unutmadı. Burası bugün de XX. yüzyılın insanlık trajedisine sessiz bir şekilde tanıklık etmektedir.

Yazar Hakkında

İlginizi Çekebilir

0 Yorum

Henüz yorum yok.

Henüz yorum yapılmamış. Yorum Yap!