Batı Trakya’da Müftülük sorunu ve gelinen son durum

Hepimizin bildiği üzere Müftülüklerle ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Cumhurbaşkanlığı’na sunulan Müftülük kararnamesi, başta Batı Trakya Türk Azınlığı’nda büyük bir tepkiyle karşılandı. Söz konusu kararnamenin Resmi Gazete’de yayımlanması ve yürürlüğe girmesi halinde, Türk Azınlığın en önemli ve uluslararası antlaşmalar gereği özerk olması gereken Müftülük kurumuna büyük bir darbe vurulmuş olacak.

Hal böyle iken hükümetin bu adımına karşılık başta Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu olmak üzere, azınlığın tüm kurum ve kuruluşları büyük tepki göstererek, bu konudaki görüşlerini beyan ettiler. Bizler de başta Seçilmiş Müftüler olmak üzere, diğer ilgili kişilerle birer röportaj yapıp onların görüşlerine dergimizin sayfalarında yer verdik. Sizler de bu röportajları okuduğunuzda göreceksiniz ki; başta her iki Müftümüz de ülkemiz Başbakanı Aleksis Çipras’a, söz konusu kararnamenin iptali ve bu yanlıştan dönülmesi çağrısında bulundular.

Rodop Milletvekili İlhan Ahmet de röportajın bir bölümünde, “…Azınlık bu kararnameyi kınamaların dışında faaliyete geçerek daha aktif bir şekilde bazı eylemlerde bulunması gerekir. İktidardaki milletvekilleri de derhal bu kararnamenin geri alınmasını istemeli, aksi takdirde hükümete istifa edeceklerini bildirmelidirler.” açıklamalarında bulunmuştu. Milletvekili İlhan Ahmet burada iktidar kanadında yer alan Azınlık milletvekillerinin hükümete karşılık istifa kozlarını kullanarak, hükümeti bu yanlıştan döndürmeye yönelik ciddi bir adım atabileceklerini dile getirdi. Eğer ki, bu milletvekilleri böyle bir adım atabilirlerse; nasıl ki Azınlık insanı onları verdikleri oylarla şereflendirmişler ise, bu defa onlar da Azınlığımızı ve bu haklı davamızda vermiş olduğumuz mücadele yolunda onurlandırmış olacaklardır ve tarihte bunu böyle yazacaktır.

Öte yandan siz değerli okuyucularımla kısa bir süre önce bu konuya ilişkin yaşadığım bir diyaloğu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu kararnamenin hemen gündeme gelmesinin ardından bölgemizdeki SİRİZA Partisi yetkililerine yakın hatırı sayılır bir Azınlık üyesi arkadaşım ile yakından sohbet etme imkanı buldum. Sohbet sırasında bahse konu kararnameden Azınlık üyesi arkadaşların da rahatsız olduğunu dile getirdi. Hatta defalarca Müftülük seçimi konusunu sonuna kadar desteklediklerini ve bunu da sayın Başbakan Aleksis Çipras’a bizzat ilettiklerini beyan ederek, Çipras’ın da Azınlığın başta Müftülük olmak üzere diğer hassasiyetlerini çok iyi bildiğini ifade etti.

Bu kararnameye ilişkin bir kaç noktaya dikkat çekerek şunları söylemek istiyorum: Son yıllarda özellikle Azınlığın birçok alanda birikmiş sorunlarına devlet idarecileri tarafından çeşitli müdahalelerde bulunarak ket vurulmakta ve bazı kurumlarımızın içini boşaltmaya devam ettiklerini görmekteyiz. Müftülüklerle ilgili hazırlanan son kararnameye baktığımızda da tıpkı diğer birçok alanda olduğu gibi, bu azınlığa adeta “Ateşten gömlek giydirme” çabalarının reva görüldüğünü müşahede ediyoruz.

Oysa azınlık sorunlarının çözümü; daha önce yapılan gerek uluslar arası gerekse ikili antlaşmalarda belirtildiği üzere gayet açık ve net iken bunları bir ‘Sorun yumağı’ haline getirmek her şeyden önce yaşadığımız ülkenin ne demokrasisine, ne de şu andaki iktidarın ideolojisine uymamakta ve yakışmamaktadır. Bundan sonra bu yanlıştan nasıl dönülür? Mevcut hükümet bu kararnameyi yürürlüğe koyar mı? Gibi soruların cevabını beklerken kanatim odur ki, biz Azınlık insanına düşen en büyük görev; Tıpkı geçmişte olduğu gibi yeni kurulmak istenen bu “Düzen”e karşı hep birlikte dik durmalıyız, bu tip oyunların karşısında olmalıyız. Hangi sahada olursa olsun belki bu haklı mücadelemizde zafere ulaşmak yıllar alabilir. Ancak bizler bu entrikalar karşısında ne kadar dik ve diri durmayı başarabilirsek, bu Azınlığın istikbali de o kadar aydınlık olur.

Yazımı ünlü filozof Konfüçyüs’ün şu sözleriyle tamamlamak istiyorum: “İnsanlar ve toplumlar gelecekleri ile ilgilenmezlerse, üzüntü ve kayıpları büyük olur.”

Kaynak: Rodop Rüzgarı