Kazaklar ve Cungarlar arasındaki ilk büyük ve en önemli savaşlardan biri Orbulak Savaşıydı. Kazak-Cungar savaşı 1635 yılında başlamıştır. Batur liderliğindeki Cungarlar Cetisu bölgesini ele geçirmek üzere harekete geçmişti. Savaşlardan birinde, Kazak Sultanı Cangir Cungarlara esir düşmüş, ancak bir süre sonra esirlikten kurtulabilmiştir.
Cangir (Jahangir), Kazak Hanı Esim’in üçüncü oğluydu. Cangir Han, Kazak Hanlığının Buhara, Hiva Hanlıklarıyla ve Doğu Türkistan hükümdarlarıyla temaslarına büyük önem vermiştir.
Batur-huntaiji, Cetisu’ya saldırmak için büyük bir ordu hazırlamıştı. Koalisyonuna, küçük kardeşi Ogirtu, Sibirya Holt halkının önderi ve küçük kabilelerin liderleri Tsatsen, Batur-huntaiji’nin damadı Ogirtu hakaslı Altyn-Han’ın oğlu Ombo-Erdene katıldı. Bu kadar asil isimlere rağmen, ordu ancak 50 bin asker toplayabilmiştir. Cangir Han bu durumu biliyordu ve tüm olası önlemleri almaya çalışmıştır. Bütün Kazakların birleşik ordusunu toplamak gerekiyordu ve acil durumlarda dostane ilişkileri olan komşu Hanlıklardan yardım istenilebilirdi.
Söz konusu Kazak-Cungar savaşı 1643’te başlamış ve 1647 yılına kadar sürmüştür. Başta Kazaklar savaşı kaybederek ciddi bir yenilgiye uğradılar. İnsanları birleştirebilecek ve düşmanlara karşı savaşta orduyu yönetebilecek bir öndere ihtiyaçları vardı. O sırada Cangir öne çıkmıştır. Babasının Hanlığı döneminde Cungarların askeri taktiklerini incelemişti, ayrıca düşman kampındaki siyasi olayların detayları onun için bir sır değildi.
Cangir, kendisini güneyden korumak için, Buhara Hanlığı ile barış anlaşması yapmıştır. Daha sonra, Cangir ve askerleri, Cungar’ların ilerlemesini durdurmak için bir pusu kurmaya karar vermiştir. Sultan Cangir’in Karasai, Agyntai, Ziembet, Sarbük, Kokserek, Zhaksyul, Eltindy ve diğer seçkinlerden oluşmuş, sadece 600 silahlı süvarisi vardı. Bu kadar az sayıda askerin olması, iki nedenden kaynaklanıyor olabilirdi. Birincisi, Cangir’in büyük bir ordu kurup güçlenmek için zamanı yoktu. Aynı zamanda bu olaylar Cangir’in Han olarak seçilmesinden önce gerçekleşmişti. İkincisi, savaş koşulları hızla ilerleyen düşmanı engellemek için küçük bir orduyla bile savaşmaya mecbur bırakmıştır.
Bölgenin coğrafi özelliklerine hakim Cangir Han, askerinin yarısını dağlık, dar geçitlere yerleştirmiştir. Kayaların arasındaki dar geçitlerde Cungarlar binlerce asker kaybetmiştir. Birkaç gün sonra savaş açık alanda tekrarlanmıştır. Dolayısıyla, Orbulak savaşının iki farklı savaştan oluştuğunu bilmemiz gerekir. İlki, 600 Kazak batırının düşmanın yüzlerce kat üstün gücüne karşı çıktığı, dağlık bölgede verilen mücadele. İkincisi çok sayıda askerin katılımı ile düz arazide geçen savaş. Bu savaştan sonra, Cangir Salkam yani, “Etkileyici” adını almıştır.
Böylece, Cangir liderliğindeki Kazak ordusu, Cungarlarla olan savaşta büyük önemi olan zaferi elde etti. Bozkır halkını birleştirmek için, hayatlarını feda ettiler. Orbulak’ta Kazak askerleri halka düşmanlarından korkmamaları gerektiğini ve az sayıda askerle zaferin elde edilebileceğini gösterdiler.
1647’de Batur-huntaiji, eski mağlubiyetinin öcünü almak amacıyla Kazak topraklarına yeni bir sefere başlamıştır . Savaş değişen başarılarla devam etmiştir. 1652 yılında gerçekleşen savaşlardan birinde, yetenekli ve cesur komutan Cangir Han ölmüştür.
Özellikle, XVII yüzyılın 80’li yıllarında gerçekleşen savaşlar korkunç kayıplara neden olmuştur. Cungarların 1711, 1712, 1714, 1718, 1723-25, 1742 yıllarında yürüttükleri kampanyalar Kazak halkının yıkımına ve toplu ölümüne neden olmuştur. Bu olaylara Mazak tarihinde “Aktaban şubırındı” (Büyük felaket yılları) olarak geçmektedir.
Henüz yorum yok.
Henüz yorum yapılmamış. Yorum Yap!